20 Mart 2011 Pazar

Benim Başım Kel Değil! En Çok Bana Soracaksınız!

Madem herkes yapıyor ben de yapacağım. Allah canımı alsın içimde kalır yoksa. Böyle 'kısa kısa' diyeceğim sonra altında '-' çekeceğim sıra sıra, ardından '-' ların karşısına da böyle nasıl diyeyim ne olup, ne olmadığını, neler yaptığımı yazacağım. 'Herkes Beko diyor ama ben Arçelik'i tercih ediyorum, işin aslı ikisinin aynı şey olduğunu da biliyorum hihihi' gibi. Bana saksı muamelesi yapamazsınız! Bu ülkeye krem şokolayı ilk ben getirdim.

Ve başlıyorum.

-Yolda tek ve mecburi dönüş yeri dahi olsa sinyal veren manyak benim. Sanırım sinyalin lak luk sesi ile aramda duygusal bir bağ oluşturdum. Henüz ona açılamadım ama o da bazı şeylerin farkında gibi. Öyle ki; ara sıra ben dokunmadan kendi kendini oynatıyor. Sanırım o da bu ilişkiye sıcak bakıyor.

-Şu hayatta başıma ne geldiyse sindirim sistemim ile popomun yaptığı gizli anlaşma yüzündendir. Nerede nasıl hareket etmeleri gerektiğini bir türlü kavrayamadılar. Ahlak kurallarından yoksun, isyankar ipneler. Saat sabahın beşinde dışarıdaysam bilmeniz gerekir ki tüm umumi tuvaletler kapalıdır. Neden beni zorluyorsunuz?

-Sevgili no frost buzdolabımız, rica edeceğim kendini salarken bana bir işaret yolla. Her seferinde tırsıyorum. Tamam eski buzdolapları gibi tarturtor diye yüksek sesle salmıyorsun kendini ama öyle bir ses çıkarıyorsun ki, o çıkan sesi kaydetsem en kral korku filminde en kral efekt olur. O nasıl egzantirik, gizemli bir fıs sesidir ya? Kim programladı olum seni?

-'Dümbük' kelimesinin eski popüleritesini kaybetmesine çok üzülüyorum. Benim için büyük bir dram. Türkçe'nin böyle bir argo kelimeden yoksunluğunu adeta her an her yaptığımda hissediyorum. Bu bizim suçumuz. Sorumlusu biziz. Onu 'salak', 'aptal' gibi gereksiz ve basit ve tiksinç kelimeler ile aldattık. Lütfen artık daha dikkatli olalım. 'Dümbük' kelimesine gereken değeri verelim. Bol bol kullanalım, kullanmayan yavşakları uyaralım.

-Don ve atletlerimi almak için artık annemlerin odasına girme gerekliliğimin bitişinin neredeyse yıl dönümüne yaklaşıyoruz. Öyle demeyin. Bu benim kişisel tarihim açısından çok önemli bir olay. Tarih bunları yazacak. Yazmazsa da ben buraya yazıyorum. Hatta sen de buraları okuyarak tarihe tanıklık ettin.

-Hala bana tema ve teknik konularda yardım edecek bir cengaver çıkmadı tosunlarım. Blog Dünya'sının dışlanmış çocuğu muyum ulan ben? Benim koyunum ayrı bir güzellikte bakmıyor mu?

-Hani bir adam vardı, pepsiye 'ben de içtim ama Aysun Kayacı beni öpmedi' diye dava açmıştı. Şu an o kardeşimizi anlayabiliyorum. Neden diye sormayın. Mağdurumda mağdurum.

-Ben bu işi sevdim canlar. Kısa kısa derken uzun uzun yediriyorsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder