18 Kasım 2012 Pazar

Beynimden Vurulmaşa Döndüm

Bak aşağıdaki metni bilmem kaç ay önce taslak olarak bırakmışım ve demişim ki;

"Kadın vardı. Kadınlar vardı hayatımda. Varlar ve olmaya da devam edecekler. Bir bardak içki gibiydi hepsi. Kafaları güzeldi ama boğazımdan geçtikten sonra yüzümü buruştururlardı. Hepsinin ertesi gün bıraktıkları baş ağrısı da ortak özellikleri idi sanırım."

Ve ona dedim ki;

Sen miydin sevgilimi çalan, anladım ki dostluklar yalaaan, seeennn olamassınn...

Ah Ozan, Allama kaset çıkarsan gider alırım, ama kaset çıkarman lazım, senin gibi bir adamın CD çıkarmasını kaldıramam, CD gelmez sana, kasettir senin olayın. Bu arabesk duruşu, bu acılı sesi, bu melankolik ruhu, bu yenilmiş kalbini ancak bir kaset ile duyurabilirsin. Kaset çıkar, kaset...

Bu hayattaaan bir ders aldııık, iki dost biz bizee kaldıık...

Ah Nejat Bey, o kadife sesinizi duyduğumda, babama bana doğumgünümde kırmızı pavır rencırs al demiş olmama rağmen, gidip pembe pavır rencır aldığı zamanki burukluğuma, hayal kırıklığıma dönüyorum. Ya da hep hayallerimi süsleyen ekşınman istediğimde, elinde demir bir çubuk olan Eminönü işi yerel ekşınmeni ellerimde bulduğum zamana. Bunun ne demek olduğunu biliyor musun ha? Doktor X olsan ancak bu kadar acı verebilirdin? Ah Nejat bey, ah... Bu orgcular hep aynı...

Hadi boşver dostum, o utansın. Sıhatine...

Son olarak şunu söylemek istiyorum; tıbba inanmıyorum ama burun fısfısı diye bir şeyde var. Tıp benim için o burun fısfısıdır, ne ötesi ne de berisi.

Şükran ne yaptın bebeyim?