23 Şubat 2011 Çarşamba

Adeta Bir 'Geceye Günaydın' Tribi

Haftalar süren sessizliğimi bozarak sabahın şu 'nasıl sabah olur lan bu havada' girdabında, tüm 'lan iktidarsızlık yapıyor' uyarılarına kulak tıkayarak en pahalısından ve yılbaşından kalan yarım şişelik vodkamı yudumlamaya başlamış bulunuyorum. Ve böylesine uzuuunca bir cümlenin hala anlamlı olabilmesine şaşırarak tekrar tekrar okuyorum.

Pek tabi daha ilk yudumun ardından Yıldız Tilbe şarkılarını ardı ardına sıralamaya başladım. Ah Yıldızsız bir içme faslı. Düşüncesi bile saray marka çikolata yemişçesine kötü etkiler bırakıyor üstümde.

Sizleri o eşsiz insan ile baş başa bırakıyorum;

19 Şubat 2011 Cumartesi

Bu Blog Nereye Gidiyor?

Pek sevgili, çok da saydığım, hürmette her zaman kusur ettiğim şuncacık kitlem. Son zamanlarda fevkalade duygusal, melankolik şeyler yayınlamaya başladım. Ergen tripleri diz boyu. 

Pringles kutusundaki pala bıyıklı dayı ile bakıştığımız şu anlarda isyan ediyorum. Böyle mi olacaktı? 

Ve karar verdim blogu erotizm üzerine kurulu tematik bir yapı haline getireceğim. im. im. -ahahaha diye yarılasım geldi. Yok bebeyim şaka, komedi, gülelim diye yapılmış bir denyoluk. Yoksa şu sefil cinsel yaşantımla ne erotizmi yazacağım lan. Anca izlediğim AVSEq ları yazarım.(sefil smileyleyi)  Bu konuyu kapatma isteğim var. Yoksa arsızlaşıyorum. Sonra da tepkiler alıyorum '-lakirdi gösterdin ama elletmedin' diye. 

Götten uydurmak deyimini çok güzel işletiyorum yalnız. Bu deyimi kim çıkardıysa muhtemelen nur yağdırıyordur üzerime. Ölmedi ise duaları hep benlendir. Ah tanrım neyse bunaldım. 

Bu yazı da uykusuzluğun getirdiği mayışma ile harmanlanmış delilik altyapıtı olarak tarihe geçsin. Hepinizi öptüm canlarım. 

4 Şubat 2011 Cuma

Yıldız Tilbe'yi Anlamanın ve Sevmenin Rakamla 8 Yazıyla Sekiz Yolu

İnsanın en büyük hayalinin baş kahramanı Yıldız Tilbe olur mu? Eğer ki hayalin oluşma sebebi zaten oysa olur, ne de güzel olur, miss kimin de olur. O olmasaydı zaten en büyük hayalim hala 'bir evim, bir işim olsun. Sabah çıkıp akşam geleyim yeter bana.' olurdu. Ah ne de kötü bir hayalmiş. Gerçi şu an onunla yetinmek durumundayım. Zira bu mütevazı hayal bile şimdiler pek lüks ama olsun. Daha da ucuzdan satamayacağım kendimi.

Beni tanıyanlar, onlarca, yüzlerce, milyonlarca sevenim bilirler ki; Yıldız Tilbe hayatımın kadınıdır. Zira bir ilişkiye başlarken karşı tarafa ilk uyarım budur.

-Hayatımda zaten bir kadın var bebeyim. Yerini kimsenin dolduramayacağı, büyük bir aşk ile bağlı olduğum bir kadın var zaten. İkinci kadın olmayı kabul ediyorsan 'he' de bana. Yoksa başlamadan bitsin bu zoraki aşk. Zira ben Yıldızım'dam vazgeçemem. Hem ben de ikinci adam olmayı kabul edebilirim. Mesela sen de kendine Soner Sarıkabadayı'yı seç. Hayatının erkeği o olsun. Bilirim çünkü bu durumu. Anlayış ile karşılar, yaşlı gözlerini mendilime silmene izin verir, büktüğün boynunu göğsüme yaslamana göz yumarım. Ahh ne dram!

Ben de böyle bir manyağım işte. Elden ne gelir. Kader ağlarını örmüş bir kere. Kader beni en kalın zincirlerle bağlamış ona ve en ufak aşınma da kaynak yapmayı da eksik etmiyor sağ olsun.

Şimdi burada Yıldız Tilbe kimdir? hede hödüsüne girmeyeceğim. Zaten o ulvi şahsiyeti tanımıyor ve yaptığı işlerden habersiz iseniz gözümde en az Thenardier* ailesinin bir üyesi kadar sefilsiniz. Ah yavrum Gavroche** ve iki küçük kardeş*** hariç.

Yıldız Tilbe bir toplumda 'normal' olarak nitelendirilen birinin anlayamayacağı ve sevmeyeceği biridir. Bu sizin suçunuz değil üzülmeyin normal insanlar. Yıldız Tilbe bir sohbet programına çıktığında onu mutlaka izleyin, eğer   ki bu kadar övülecek nesi var ulan ki derseniz. Konuşmaya başladığında direk 'ne saçmalıyor la bu?' diye bilirsiniz. Ama hemen yılmayın. Kopuk konuşur. Parça parça. Konu bütünlüğü yoktur konuşmasında. Farklı bir cebir vardır onun konuşmasında. (Cebir falan dedim tırsmayın lan hemen. Benim sayısal zekam çok kötüdür. Hatta ben de o kısım yok. Doğarken aldırmışlar. Ben bile çözebiliyorsam siz raad raad çözersiniz. Ayık Olun. Devam.) Çoğu zaman karşısındaki adamın sorduğu sorudan kopar. Sanki o an orada değilmiş gibidir. Sakın verdiği cevap ile sorunun arasında bir bağlantı kurmaya çalışmayın. Zira bu en büyük hatanız olabilir.

Şimdi bu kadın böyle haldur pata küt konuşuyor. Peki biz ne yapmalıyız? Yazdıklarımı itina ile okuyup hatim edin. Ve geliyor...

Yeni Başlayanlar İçin Yıldız Tilbe Kılavuzu;


  • Konuyu dağıtarak ve daldan dala atlayarak konuşur. Bize düşen o konuyu kafamızda toparlamak ve parçaları birleştirmektir. Kadın kafa çalıştırıyor olum daha ne olsun lan? Pazılın bi değişi. Oha 
  • Eğer bende bir kafa var ohoo ne diyorsun sen abi diyen varsa onun Allah belasını vermesin. Ama ciddi bak ciddi diyorum hafızanız iyi ise Yıldız Tilbe'nin bir mülakatından senelerce akıllarda kalacak ve dillere pelesenk olacak bir şarkı yazabilirsiniz. Zira konuşmasının her paragrafında bir dörtlük gizli. Çok acayip konuşuyor karı. Ben de sayısal zekanın yanı sıra hafıza da olmadığı için ben yazamıyorum tabi. 
  • Şarkı söylerken yaptığı hareketlere anlam vermeye çalışmayın. Zira ben de hâlâ anlam veremiyorum. Ama üzerinde çalışmalarım devam ediyor. Hatta bunu tez konum bile yapabilirim. 
  • Çenesinde ki beni sevmeyen varsa lütfen çıkabilir misin arkadaşım? Kalırsan sana sözler hazırladım. Bir bir sıralayacağım yoksa. 
  • Yıldız Tilbe'yi sadece 'Güzel elbiseleri giyip kuşanacağım' gibi şarkılardan bilip itham eden varsa şunları söylemek istiyorum. Yapmayın böyle kırılıyorum. 
  • Gelecek nesilleri düşündüğüm için bir madde daha. Eğer ki ben toprak olmuş, uçan kaykayların sürüldüğü bir çağa gelmiş isek, google batmamış hâlâ blog hizmeti veriyorsa ve kader bu olur da bir yeni nesil evladı bu bloga denk gelirse, evet evet sen bu satıları okuyan, bak delikanlı sana söylüyorum şu an muhtemelen Ares, LimeWire gibi zart zurtlar yok. Artık neyi kullanıyorsanız oraya 'Yıldız Tilbe - Delikanlım' yaz. Yıldız Tilbe'yi önce bu şarkı ile tanıyın. Ayrıca bak şu zamanlarda İzmir Köfte diye bir yemek var. Tarifini son teknoloji ürünü aletinden bul ve ardından annene söyle yapsın. Bir de bana Fatiha oku hemen olur mu tosunum. Öptüm. 
  • Sezen Aksu'yu dinleyenlerin böyle daha bir elit daha bir entel, Yıldız Tilbe'yi dinleyenlerin varoş olduğu gibi bazıları tarafından kabul gören gereksiz yargılara kulak asmayın, inanmayın. Zira hayallerde yaşıyor bazı ibneler. Onlar ki, elit diye geçinen tipiksizler tisko ortamlarında Serdar Ortaç ile kopan insanlardır. 7 tane nota var zaten. Onların üstüne fazla gitmeyin. 
  • Özet geç lan piç diyen götoşlar için geliyor; Yıldız Tilbe'yi sevin, sayın, hastası ve fanı olun. Şüphesiz ki o yazan ve besteleyendir. 
*Victor Hugo'nun 'Sefiller' isimli kitabında bahsi geçen bir aile. (Kişisel:Çakallar sürüsü) 
**Bu iğrenç ailenin içinden çıkmış küçük dev. Herkesin evlat edinmek için sıraya gireceği ulu öksüz. Elinizi çabuk tutun Pitt-Jolie çiftinin şimdiden ilk adımları attığını duydum.
***Bu iğrenç ailenin en ufak iki bireyi. Onlar daha masum olduğu için bu iğrençliğin içinden çıkarıyorum onları. 





2 Şubat 2011 Çarşamba

Kuralları Olan Anarşist Yayıncılık A.Ş. Blog Hizmetleri

Ve evet , beklenen gün geldi çattı. Kuralları Olan Anarşist Yayıncılık A.Ş. Blog hizmetleri artık yayında. Şu an öncelik olarak sayısı 2 olan takipçime ve ardından milyonlarca hayranıma seslenmenin gururu, onuru ve saçmalığı içerisindeyim. 

Ve evet, klişe dolu bir blog daha yayında. Ergen isyanları, şiirler, tipik blogu bir şahıs olarak görüp onunla konuşmalar, görsel, işitsel ve yazınsal paylaşımlar. Google Şirketler Grubu ile ortaklaşa yürüttüğümüz bu yayıncılık hizmetinde ne kadar gereksizlik var ise olacak. Gözlerinizi kapatın, arkanıza yaslanın ve gelip birinin omuzlarınıza masaj yapmasını bekleyin. 

Ve evet, beklenen oldu ve ismini veremiyeceğim ama benim ona kısaca 'GoldMaster' dediğim dostumuz Kuralları Olan Anarşist Yayıncılık A.Ş. Blog Hizmetlerinin 'Teknoloji Baş Danışmanı' oldu. Kendisi şu an için pekte şaşırtıcı olmayan bir tema hazırlasa da (ki çok uykulu ve yorgundu garibim) ilerleyen günlerde bu işin üzerine yoğunlaşacaktır. Ayrıca içimden geldi şu an onu 'Teknoloji Baş Danışmanı' lığının yanı sıra 'Tema Ar-Ge' sinin de başına geçiriyorum. 

Ve evet, ben, lakirdi kim miyim? Şimdilik sadece beni bir 'deli' olarak sıfatlandırmanız yeterli olacaktır. Zira ilerleyen günlerde bol bol, umarsızca ve isyankar havalarımla kendimden bolca bahsedeceğim. Öptüm. Kib. BB

Ve evet, siz sevgili pıtırcıklar için geliyor;